13 Eylül 2011 Salı

V-VÜCUT YOK


Binanın duvarına, uyum ya da uyumsuzluk derdi olmadan sadece çarpıcı olma gailesiyle asılmış onlarca, hayır yüzlerce, rengârenk, hayır renkli, renk renk giysi. Binanın duvarına… Tam önünden geçerken rüzgâr bir gömleğin kolunu havalandırıyor. Gömlek kolu dur diyor, dikkat et şuradan tramvay çıkabilir. Kırtasiyeye uğrayacaktın, uğradın mı?

Gömleğin iki giysi üstünde kırmızı bir mini etek. Gösterecek güzel bacakları olmadığından mıdır, rüzgâra direnir gibi duvara yapışmış. Gömleğin kolları mini eteğin hüznünü anlıyor. Bir bacak, iki bacak ne işe yarar? En köşede turuncu-mavili bir tişört. Turuncusu lazer parlaklığında, mavisiyse daha yumuşak. Çocuk tişörtü mü bu? Yok, sadece kısa kesim, kadın tişörtü. Göbeği açıkta bırakanlardan. Göbek yok. Bir göbek yok. Göbek bağı derinden kesilmiş, küçük tepeciği olan bir göbek yok. Bütün tezgâhtarlar gece geç çıktıklarında dükkândan, vitrin mankenlerini soymayı düşünür herhalde. Bunu düşünüyor göbeği açıkta bırakan kısa kesim kadın tişörtü.

Biraz aşağıda gri bir boğazlı kazak. Bir boyun yok. Sarabileceği bir boyun yok. Bütün bilgisayar tamircileri rüyalarında defalarca Windows mu yükler, diye düşünüyor gri boğazlı kazak.

Çorapların ayakları yok. Sutyenlerin memeleri yok. Külotların da kalçaları… Yok. Kasaplar çayırlarda otlayan ineklerin kaç kilo çekeceğini mi hesap eder, diye düşünüyor çoraplar, sutyenler, külotlar.

Pantolonlar, bluzlar, hırkalar, yine tişörtler ne kadar çok tişörtler, kimisi ciddi kimisi gerçekten de laubali başka gömlekler, yalnızca sonbahara girerken giyilmesi icap eden montlar, şortlar, kapriler, bermudalar, tunikler, mayolar, bornozlar, slipler, boxer’lar, dantelli gecelikler. Eller, kollar, parmaklar, bacaklar, bacakların baldırları, ayaklar, dizler, yaralanmış dizler, kararmış dizler, düzgün ayak parmakları, başparmağı biraz yamuk diğerleri ince uzun ayak parmakları, başparmağın yanındaki daha uzun ayak parmakları, topuklar, düz gelen topuklar, çıkıntı yapmış topuklar, sırtlar, omuzlar, düşük omuzlar, geniş omuzlar, güvenli omuzlar, güven veren omuzlar, güven arayanlar için omuzlar, beller, ince beller, kavisli, kavissiz beller. Yok.

Bir masal devi olamayacak kadar sevimsiz, küt ve iri binanın üzerindeki giysiler rüzgâr üfürdükçe bir sağa bir sola kaçamak bakışlar atıyorlar. Soldaki sokaktan girip kırtasiyeye doğru ilerliyorum. Adres değişikliğinden dükkân kapalı. Hadi gel!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder