14 Nisan 2010 Çarşamba

K-KURCALA


















2003’te Ali Karadoğan Lütfi Akad’a bir röportaj yapmış, soruyor:
“Dışarıda Halil’le olduğunda ve ev kadını gibi yaşamaya başladığında (Sabiha’nın) saçları daha siyah, sazda ise biraz daha açık renklidir.”
Akad’ın cevabı şöyle:
“Öyle bağlantılar varsa ondan dolayı değişik olabilir. Ben de şimdi anımsıyorum ama seyredersem hatırlarım. Ahretten bir soru gibi geldi şimdi. Ne yapacaksınız bunları siz? Filmi seyredin, dokunuyorsa size, kalbinize dokunuyorsa o kadarla yetinin. O güzel bir şey. Ama didiklediğiniz zaman filmi bozarsınız. O şey kalmaz sizde, tadı kalmaz."
Karadağ muhtemelen bu cevaba bozuluyor, ya da bir hayal kırıklığı belki:
“İncelemeyi yaptıktan sonra daha fazla lezzet aldık.” diyor. Akad bu kez (herhalde içinden “bu entel-dantel tayfası…” gibi bir şeyler söylüyor) neredeyse tersler gibi:
“Yani şimdi karnıyarık gelmiş didikle, kıymaları bir tarafa ayır, üstündeki domatesi tabağın kenarına koy, bilmem ne yap, derisini yüz, sonra yemeğe kalk. Filmi bu hale sokuyorsunuz, seyredin keyfini alın” diyor.
Başka bir yerde filmin şarkıları üzerine sorulan bir soruya “O şarkılara ben yabancıyımdır .” diyor.

Akad’ın tavrı çok da yabancısı olmadığımız bir tavır: “Tamam, bunu ben yaptım ama üzerinde o kadar da düşünmedim. Derin anlamlar aramanın bir gereği de yok.” Akad gibi sinema üzerine düşünmüş, sinemaya yön vermiş, üç tane isim sorulsa büyük yönetmenlerden biri kendi adı olacağı aşikâr bir yönetmen, ne yaptığı üzerine düşünmüyor, hatta fazla düşünülmesinden de hoşnutsuz, “Kurcalamayın” diyor. Kaç kuşağı etkilemiş, artık toplumsal-kültürel bir mevhum olmuş filmi üzerine düşünmeyen bir yönetmen.
İnsan, neden o değil de bu siyasi görüşlere sahip olduğunu, neden öteki değil de beriki takımı tuttuğunu, diğer kitabı okuduğunu, şu resmi yaptığını, onunla değil de bununla dost olduğunu, diğerine değil de buna âşık olduğunu, sormaz mı? “Seyredin, keyfini alın” diyor, “kurcalamayın”. O zaman anlıyoruz işte Yılmaz Güney’in neden büyük yönetmen olduğunu. O kurcalıyor. Hayatı da…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder