15 Ağustos 2010 Pazar

B-BİR ŞEYLER EKSİK























“Kendimiz hakkında keşfettiğimiz hakikatler, aslında birbirimizle iletişim kurmanın, anlaşmanın, ortak yanlar bulmanın ve en nihayet, ortak faaliyet ve eylem alanları yaratmanın önşartıdır. Pratikte bir anlamı olacak hakikatler, vahiyler ve tebliğlerde, ya da üstün yetenekli/dâhi/ermiş bireylerin zihinlerinde değil, bireyler arasındaki etkileşim alanında doğar ve anlaşılır.”

(…)

“Hakikatin kendisi özneler arası alanda ortaya çıkabilir ancak. Bireyleşme topluluğun kendisindedir, sonuç arayıştadır, nesnellik öznelerin etkileşiminden doğar.”

(…)

“ ‘Gerçek’i geçici bir an bile olsa anlamlandırılabilir kılmak, ona bir anlam, değer, yanlılık ve amaçlılık yükleyebilmek için, gene aynı geçici an için dili dil-ötesine dönüştürmek, öznelerarası alanda özne-aşırı bir ortak özne/nesne yaratmak gerekir…”

(…)

“Bugünün içinde bugüne ait olmayan, aykırı, devrimci, yarına ait ama gerçek olan şeyi bulmadan, yarını hayal edemeyiz. (… ) Mesele kendimizin de bu bugünün ve o yarının bir parçası olduğumuzu asla unutmamakta.”

(…)
“Eksik (lack) kaybedilmiş, kesilmiş, koparılıp alınmış bir şey değil. Zaten hiç orada olmayan bir şey.”

(…)

“Delilik aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, her defasında başka bir sonuç çıkmasını beklemektir.” (Albert Einstein)

“…onlar var olmadığı sürece arzuluyor ve bekliyoruz.”

(…)

“Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.”

(…)

“Galiba bize çekici gelen şey, yakışıklılıktan ya da güzellikten ziyade vaat edilen bela.”

(…)

“Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır.” (Jacques Lacan)

(…)

“Tüm empotanslar, kırılmış, tamamlanamamış bir omnipotanstan başka nedir ki? Fallusumla dünyayı yerinden oynatamayacaksam (oynatamayacağıma göre), ereksiyonun ne faydası var?”

(…)

Objet petit a her zaman ‘o zaman ve oradadır’. ‘Bugün ve burada’ yapılabilecek hiçbir şey, o arzuyu asla tatmin edemez. Gerçek ihtiyaçlar ve isteklerse tehlikelidir. Çünkü tatmin edilebilirler ya da tatmin edilmeyebilirler (ama asla ‘her zaman’ ve ‘asla’ değil; her zaman için ‘gösterilip de verilmemiş olma’ hissi orada olacaktır). Ulaşılamaz arzuda ise böyle bir tehlike yoktur. Gösterilmiş bir şey yoktur ki verilsin. (…) ‘Gösterilip de verilmemiş olma’… En büyük dehşetimiz; dışlanmışlığımızı, terk edilmişliğimizi, kıskançlığımızı ve hasedimizi (‘bana gösterilen bir başkasına mutlaka verilmiştir!’) bize her an hatırlatan his.”

(…)

“Büyümenin yolu, ‘mutlak’ arayışını, hiçbir zaman ‘bugün ve burada’ olmayan arzu nesnesinin peşinde koşmayı bırakmak olabilir.”





'Bir Şeyler Eksik - Aşk, Cinsellik ve Hayat Hakkında Bilmek İstemediğimiz Şeyler', Bület Somay, Metis Yayınları, 2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder