29 Mayıs 2010 Cumartesi

B-BËNLİ


BİR BEN VAR BËNDE BENDEN İÇERİ, DELİKANLIYSAN ÇIK DIŞARI

Vardır elbet Bënli Bëlkıs’ın da Benlik/Ego dertleri. Bir kere orospuya “Orospu!” derler ki çocuğuna da orospu çocuğu diyecekler. E.G.O. vardı eskiden, şimdi yoksa da muadili bir şey vardır; işte faturalar falan... Yaşamak-hayatta kalmak ikileminde tabii ki hayatta kalmayı küçümseyemez; ama vardır bëninde Benliğin izleri ve nedir?..

Geçgeçgeç...

“Kapalı e” (ë), varsa harflerin egosu, alfabenin bedeninde Benliğin izi midir? Bëlkıs’ın yanağındaki bën neyin izidir? İnkılap (devrim ya da ihtilal değil sadece inkılap)dildeki izi silemediyse (Bëlkıs’ın ë’sini yazdırmıyorlar), bedendeki izi (Ben’in e’sini yazabiliyoruz)nasıl silecek.

Geçgeçgeç...

“Belle de Jour”un hazzını paranteze alalım, bir yerde dursun; ağır işçi olarak orospunun Ben’i bedende bir izdir. İz... İmge olarak güçlü olmasının önemi yok, belirsiz... Yazıp da sildiğimiz ama silince dahi belli belirsiz görünen sözcükler gibi.

Geçgeçgeç...

Beden benliğin sınırı. Barbarlar sınırları zorlar. Orospunun bedeniyse bir çeşit “no man’s land” ya da “yes man’s..”, sınır ihlali yok. Oysa bir kadın “Bana böyle davran” der taktığı bir küpeyle, sesiyle, bakışıyla, yanağındaki bënle.

Geçgeçgeç...

Ben’in bedendeki o belirsiz izi, barbarlar için arzunun “belirgin” nesnesidir. “Bana böyle davran”ı ihlal etmeye bir çağrı: “Sana şöyle davranacağım.”

Geçgeçgeç...

Bëlkıs aynada kendine bakar. Bënini görür... Kendimizi ancak bir başkasında görebilirsek eğer, Bëlkıs’ın aynasında Ben’imizi görebilir miyiz?

Geçgeçgeç...

“Bilinçdışı dil gibi yapılaşmıştır.” Yani “iyinin ve kötünün ötesinde”. Öyle, olduğu gibi olan ve oluş halindeki her şey.

Geçgeçgeç...

Orospunun aynasında Ben’imi gördüm. Ama hâlâ bir Ben var bënde benden içeri, delikanlıysan çık dışarı.

Mayıs-2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder