25 Eylül 2010 Cumartesi

B-BÖYLE DEMİŞTİN


“Ân”ın geçmişin ve geleceğin içinde devinim halindeki zaman olduğu fikrine uzak olanlar ya geçmiş’in ya da gelecek’in mitleştirilmesine yaklaşan bir moebius sarmalında dönüp dururlar. (…) Geçmiş’e yakın duranlar “Evvel zaman içinde ve ne güzel evvel zamanlardı onlar” hisleriyle donakalıp ân’dan kaçarlar ki bunlara sözcüğün olumsuz anlamıyla nostaljik diyoruz. Romantizmin, muhafazakârlığın ve melankolinin temel duygusal yatırımı olan nostaljinin radikal reddi gelecek’in fethidir ve her tür radikalizmin ikametgâhı burasıdır. (…) Muhafazakâr fikriyatın söylemi “işte böyleydi”, mutlak bir hakikat gibi öne sürülür. Bu, gündelik hayatın nevrozunun dilinde “böyle demiştin” diye tercüme edilebilir. Israrla “önce” öne sürülür ve bugün kovulur. Bugüne ilişkin nesnel bakış tamamen askıya alınmıştır. Bireyin bütünlüğünü sağlayan kendi değerleriyle uyumlu olan süreçler dahi göz ardı edilir, geçmiş ısrarla bugünü sürgün eder: Böyle demiştin! (…) Söylenmiş olan yapılana önceldir, çünkü geçmişin imgesi “eyleyen” değil “sözel”dir.

'Ertelemenin Politik-Psikolojisi', Sigfried Telemann, 2007


Resim: 'Et in Arcadia Ego', Nicolas Poussin, 1630

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder