17 Eylül 2010 Cuma

M-MÜHÜRLENMİŞ ZAMAN





















“Gelişmeyen, nerdeyse durgun bir karakterde, ihtirasın baskısı aşırı derecede yoğunlaşır ve bu yüzden adım adım gelişen bir insanda olduğundan çok daha belirgin ve inandırıcı bir şekle bürünür. ... Benim bütün ilgim, görünüşte dingin, ancak esiri oldukları ihtiraslar yüzünden içsel gerilimle dolu karakterlere yöneliktir.”
“Kullanıma açık olan tek şey, canlandırılan görüntülerin derin anlamını bulup keşfetmeye yarayan şeydir. Karmaşık bir düşünce ve şiirsel bir dünya görüşü, asla, ne pahasına olursa olsun, fazla açık, herkesçe bilinen olgular çerçevesine sıkıştırılmamalıdır.”

(...)

“Güzel, gerçeğin peşinde koşmayanlardan kendini gizler”

(...)

“Yaşam, var olmak için kendine koyduğu hedeflere uygun bir ruh geliştirmesi için insana tanınmış bir süreden başka bir şey değildir.”

(...)

“... filmin temel taşı, olgusal biçimleri ve görüntülere içinde kaydedilmiş zamandır.”

(...)

“... insan yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider.”

(...)

“Özgün estetik ölçütlerin varlığı uyanmakta olan bir bilince işaret eder.”

(...)

“Zevkleri incelmiş, iç dünyası zengin bir insan için ise kalıplaşmış, sözüm ona ‘nesnel’ bir yargı olamaz”

(...)

“İyi yazabilmek için önce dilbilgisi kurallarını unutmak gerekir.”

(...)

“Bir filmi yapma düşüncesine nereden gelindiğinin asla unutulmaması...”

(...)

“Hayır, ‘arayış’ ya da ‘deneysellik’ gibi sözleri sanatla bağdaştırmaya çalışmaktan daha saçma bir şey olamaz. Bu sözlerin ardında güçsüzlük, kofluk, hakiki bir yaratıcı bilincin eksikliği ve acınacak bir kibirlilik yatıyor. ‘Arayış içinde olan sanatçı’ : Bu sözlerin ardında ne de cansız bir küçük burjuva zavallılığı yatar. Sanat, bir bilim değil ki deney yapmaya izin versin. Deney yalnızca deney düzeyinde kalırsa, yani her sanatçının bir filmi tamamlamak için aşması gereken o sanatçıya özgü çalışmanın bir aşaması olarak kalmazsa, o zaman sanatın asıl hedefine ulaşılamamış olur.”

(...)

“...sanat alanında bir insan başka bir insandan nasıl daha ileride olabilir?”

(...)

“Bir planda zaman akışını sezemediğimiz bir film asla düşünülemez”

(...)

“Her türlü sanatın kaçınılmaz olarak kurguya başvurduğu, yani bölüm ve parçalar arasında bir seçme yapıp sonra onları yeniden bir araya getirdiği sık sık tekrarlanan doğru bir sözdür. Film görüntüsü ise yalnızca çekim çalışmaları sırasında oluşur ve bir planın içinde varlığını korur. Bu yüzden çevirim aşamasında, planın içindeki zaman akışına çok özen gösterir, bu akışı eksiksiz bir şekilde yeniden inşa edip sabitleştirmeye dikkat ederim. Kurgu ise, yalnızca zamanı artık belirlenmiş planları düzenler, bu planlardan, damarlarında canlılığın güvencesi olan zamanın değişik ritimler içinde pompalandığı filmin canlı organizmasın yaratır.”

(...)

“ Kurgu kesimi ve yapısı, sanıldığının aksine, filmin ritmini doğurmaz. ...Filmin ritmini, kurgulanmış planların uzunluğu değil, onların içinde geçen zamanın yarattığı gerilim belirler. ... Filmde zaman, kurgu sayesinde değil, ona rağmen akıp gider”

(...)

“Nasıl durmaksızın akan ve değişen hayat her insana, her bir anı kendince hissetme ve kendince anlamlı kılma olanağı tanıyorsa, bir film şeridinde kusursuz bir şekilde sabitleştirilmiş, ama çekimin sınırlarından taşan bir zaman onun içinde yaşayabiliyorsa zaman içinde yaşayabilir.Sinemanın özgünlüğü işte bu karşılıklı etkileşimde yatar.”

(...)

“...Zamanın örtüsü altından çıkabilme yeteneği...”

(...)

“Sinema doğası gereği nostaljiktir.”

(...)

“Sanat doğası gereği aristokrattır ve dolayısıyla halkın arasında bir tür seçmeye başvurur.”

(...)

“...Ayzenştayn’ın kurgu diktası da bence, sinemanın özgün etkisinin genel temellerini zayıflatır... Bu yöntem, edebiyat ve felsefeden farklı olarak sinemanın özgün algılanış biçimi sayesinde sunduğu en büyük imtiyazı, seyircisinin elinden almaktadır; yani seyircisini beyazperdede olup bitenleri kendi yaşamı olarak algılama, zamanı dondurulmuş bir deneyimi en kişisel deneyim olarak devralma ve kendi hayatıyla perdede gösterilen arasında bir ilişki kurma olanağından mahrum bırakmaktadır.”


'Mühürlenmiş Zaman', Andrey Tarkovski

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder