27 Aralık 2009 Pazar

H-HUZUR


Tanpınar Huzur’u bir müzik formuna göre düzenlemeye çalışmış. Bölümlerin her biri belli bir duygunun, bir ruh halinin egemen olduğu”movement”lar olarak kullanılmış (…)

Tanpınar’ın “halis”, “kendimize has”, “authentique” gibi sözcüklerle dile getirdiği kavram, denebilir ki düşüncesinin anahtar kavramlarından biridir. (…) Ona göre karşıtlık, gerçek (halis) olanla sahte (taklit) olan arasındadır. (…) İstediği, eski’ye dönmek değil, yeni’yi temellendirmede eski’den yararlanmak [tır]. Huzur’u okutan, (…) Tanpınar’ın dünyaya ve yaşama belli bir kültür düzeyinden, ince bir zevk ve duyarlıkla bakışıdır.

Berna Moran, “Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış-1”- Bir Huzursuzluğun Romanı: Huzur



Huzur'da Tanpınar'ın asıl derdinin bir takım değerler arasında süregiden çatışmayı sergilemek ve çatışmanın yarattığı bunalımı Mümtaz'da göstermek olduğunu söyleyebiliriz. (…)

Mümtaz'ın bunalımı yaşadığı iç dünyasının sergilenmesi Tanpınar'ın anlatım tekniğini de belirler. Roman 3.tekil şahısla anlatılan bir romandır. Fakat 3.tekil anlatıcının bilinci, romanın temel kahramanının bilincine çok yakındır. Hangisinin düşünüyor, hangisinin ifade ediyor olduğu zaman zaman birbirine karışır. (…)

Berna Moran, yukarıda adı geçen değerler çatışmasının romandaki görüntüsünün Mümtaz'ın kişisel mutluluğu ile toplumsal sorumluluğunun çatışması olduğunu söyler. Genel anlamıyla estetik değerler ile sosyo-politik değerlerin çatışması.

Nuray Küçükler, “Batılılaşmanın Gölgesinde Süregiden İki Olgu: ‘Huzursuzluk’ ve ‘Tutunamamak’ Huzur ve Tutunamayanlar'ı ‘Batılılaş(tır)ma’ Sorunsalı Açısından İnceleme Denemesi”





Tanpınar’da geçmişin kendisinden çok yokluğu,
bıraktığı boşluk önem kazanır. ...Geçmiş
‘aradıklarını yerlerinde bulamadığımız için’
çeker bizi. (…) İçimizdeki didişmede kayıp
olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda
arıyoruz. (…)

Tanpınar, bölünmüş bir dünyanın
romanını yazdı (…) Bu uyuşmazlığı,
dış dünyayı ve yüzeyleri silerek,
onları derin ve yoğun bir dille
kuşatarak aşmaya çalıştı:
Bölünmüşlüğün çözümünü sanatın
uyum ilkesinde aradı. (…)
Öznenin kendisini unutamadığı
bir hatırlayışın romanlarını yazdı.

Nurdan Gürbilek, “Yer Değiştiren Gölge” – Tanpınar’da Görünmeyen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder